Tıbbi Görüntülemede Yeni Bir Bakış Açısı

IMG_4232
Sol üst bölgesel dişsiz alanda cerrahi öncesi planlama.

 

              2002 yılında kurulmuş olan görüntüleme merkezimiz, 2006 yılından bu yana, radyolojik hizmetler dışında, Dental Radyolojide’de hizmete vermektedir. 2010 yılında Bursa’ya kazandırdığımız Cone Beam Volümetrik Dental Tomografi cihazımız ile özellikle Maksillofasyal (çene ve yüz) radyolojide ayrıntılı ve yüzeysel modelleme için kullanılan, kayıpsız imajlar elde etmekteyiz.

               Konvansiyonel tomografiye göre oldukça düşük doz ile çekilen filmler, artık fiziksel çıktı olarak (.STL ve 3D printer çıktı formatında), 1:1 gerçek boyutlu elde edilmektedir. İstenilen yüz bölgesi veya sadece alt çene gibi alanların çıktıları, mısır nişastasından yapılan, yüksek teknoloji ürünü polimerler sayesinde alınabilmektedir. Bu malzeme insan ve doğa dostudur ve toksik madde içermemektedir. 

IMG_4128_2
Sağ alt bölgesel çıktı. Pembe flament kanalı ve forameni temsil ediyor.

               Dış merkezde volümetrik taranmış tomografilerinde çıktısını almak mümkündür. Ancak burada önemli olan, tomografi datasının yüksek kaliteli olması ve kesitler arasında boşluk olmamasıdır. Dolayısıyla datanın incelenmesinden sonra uygunluğu konusunda karar verilebilir. 

                 Türkiye’de ilk kullanan görüntüleme merkezi olmamızdan dolayı, olası vakalarınız da ayrıntılı bilgi ve vaka konsültasyonu için 0 224 441 55 55 (Nazlı Hanım) nolu telefondan veya [email protected] adresinden doğrudan irtibat kurabilirsiniz. Böylece beklentilerinize göre uygun çekim protokolleri ve baskı yöntemleri kullanılabilir.

                      Göreceğiniz 3D çıktılar, işlem uygulanabilir malzemeden yapıldıklarında, düşük devirli delme, vidalama, boyama ve zımparalama gibi işlemler uygulanabilir. Bu sayede minimum cerrahi kesi ile planlama yapmanıza imkan sağlamaktayız. 

IMG_4130
Sağ alt bölgesel çıktı.

 

Rad.Dr.Mehmet Özer

Ultramed Görüntüleme Merkezi

Ayrıntılı Gebelik Ultrasonografi İncelemesinde Nelere Dikkat Etmeliyim?

Bu soru gebeliğin sık sorulan sorusudur. Özellikle kadınların artık fazla doğum yapmadıkları ve her doğumun özel bir tecrübe olduğu günümüzde, haklı olarak anne baba bu tetkiki yaptıracakları yeri araştırma içine girmektedirler. Ne zaman, nerede ve kime yaptırmalıyım sorusu cevap aranmalıdır.

Ne Zaman yaptırmalıyım?

Ayrıntılı Gebelik ultrasonunun  19-20. haftalarda  yapılmasını öneriyoruz. Ancak hekiminiz problem olduğunu söylüyorsa farklı haftalarda da gelinebilir. 19-20. haftada hem bebeğin daha iyi görünecek, hemde olası problemlerde 24. hafta öncesinde (tahliye sınırı) ek incelemeler için zaman tanıyacaktır.

Nerede ve Kime Yaptırmalıyım?

İnceleme sonuç olarak hekimin yaptığı bir incelemedir ve radyoloji hekimlerinin rapor yazma yetkisi bulunmaktadır. Radyoloji hekimleri dışında Perinatoloji Uzmanları’da incelemeyi yapıp imza atma yetkisine sahiptir. Bu incelemede her şeyden önce hekim tecrübesi ön plandadır ve gideceğiniz hekimin bu konuda eğitiminin ve tecrübesinin fazla olması gereklidir. Ayrıca bu muayene için kullanılan cihaz da önemlidir. Ayrıntılı gebelik USG incelemesi için lider firmalar tarafından üretilmiş cihazlar bulunmaktadır. Bu cihazlar hasta ile hekim arasında bulunan engeli kaldırmalı ve gebelikte yaşanabilecek (kilo gibi) teknik sorunların üstesinden gelebilecek kalitede olmalıdır.  Gelen ek yazılımlar ile yeni risk hesaplamaları ve volüm taraması dediğimiz 4D ve 3D incelemeler yapılabilmektedir.

Yapılan ultrasonografi incelemesinin içeriği tüm merkezlerde aynı olması beklenebilir. Ancak öyle değildir. Yaptırdığınız merkezde ayrıntılı kalp incelemesi ve genetik hastalıklar için bakılan (genetik sonogram) belirteçlerin taranıp taranmadığını sorgulama hakkınız mevcuttur. Her iki konu  yapan hekimin risk tercihi ile değişiklik göstermektedir (gebelik ultrasonografi incelemesi, tetkiki  yapan için riskli inceleme olarak kabul edilir. Çünkü gelişen fetusta, ilerleyen gebelik haftalarında öngörülemeyen problemler yaşanıp tazminat konusu olabilmektedir).

En sık sorulan sorulardan birisi ise bu işlemin geniş fiyat aralığının nereden kaynaklandığı sorusudur. Merkezlerden size iletilen fiyatlar tamamen merkezde bulunan hekim tecrübesi, cihaz kalitesi ve raporun içeriği ile ilgilidir. Kalp ve genetik sonogram içeriği olmayan bir raporda tabi ki ücretlendirme daha uygun olabilir.voluson-e10-header

Sonuç olarak biz kadın hastalıkları ve doğum uzmanınızın fikirlerini önemsiyoruz. Kendisinin önerdiği merkezi beraber konuşarak belirleyebilirsiniz. Kendileri sizin risk algınıza göre bir yer önerisinde bulunabileceği gibi, sizin bulduğunuz merkez konusunda da size onay verebilirler.

Sağlıklı günler dileriz.

Rad.Dr.Mehmet Özer

Radyodiagnostik Uzmanı

Dental Volümetrik Tomografi (Cone-Beam CT )

Son yıllarda tıbbi görüntülemede meydana gelen hızlı değişim, dental görüntülemede de karşılığını bulmuştur. Özellikle implant uygulamaları, gelişen tedavi edici cerrahi girişimler, daha doğru tanı koyma çabaları sonucunda,  tomografi günlük kullanıma girmiştir.

Dental Cone Beam Bt cihazı, normal tomografi cihazlarında çok daha düşük doz ile görüntü oluşturmaktadır. Elde elde edilen görüntüler, ev pc’leri ile açılıp değerlendirilebilecek yapıdadır. Yazılım içerisinde bulunan implant programı ile doğru ölçüm ve sanal implant uygulamalarını hekimin yapması mümkündür.

Ayrıca çene hastalıklarında, sinüs problemlerinde ve çene eklemi incelemelerinde radyolog raporu ile tedaviye yön gösterici oldukça faydalı raporlar elde edilebilmektedir.

Mutlak suretle bu tetkikin radyoloji uzmanı kontrolünde kullanılması ve değerlendirilmesi gereklidir.

Özellikle implant uygulamaları öncesinde, diş hekiminizin önermesi halinde mutlak suretle çektirmenizi tavsiye ederiz. Bu görüntüleme yönteminin sağladığı  doğru planlama ile birlikte, implant kayıplarını oldukça azaldığı bilimsel bir gerçektir.

 

Sağlıklı günler dileriz.

Rad.Dr.Mehmet Özer

Radyodiagnostik Uzmanı

Meme Hastalıklarında Tıbbi Görüntüleme

Mamografi ile Meme Kanseri taraması;

Meme kanserinin mamografi (MG) ile taranması ilk olarak 1960’lı yıllarda İsveç’te yapılan alan bazlı çalışmalarla başladı. Bu çalışmaların ilk sonuçlarının mamografik tarama ile, meme kanserinin erken yakalanabileceğini göstermesi üzerine, tarama protokolü uygulanmaya başlamıştır.
1980‘li yıllardan sonra mamografinin faydası anlaşıldığından mamografi taraması, özellikle batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Yapılan tarama programlarının çoğunda tarama ile meme kanserinin erken evrede kontrol edilebileceği ve tarama yapılan kadınlarda yakalanan kanserlerin evre ve derecelerinin normal popülasyona göre daha az olduğu gösterilmiştir. Genel olarak veriler değerlendirildiğinde mamografi taraması ölümü %25- 30 arasında azaltmaktadır. Tarama mamografisi asemptomatik kadınlarda klinik bulgu ortaya çıkmadan meme kanserini saptayarak meme kanserinden ölümlerin azalmasını sağlayabilen tek kanıtlanmış görüntüleme yöntemidir. Tarama programının amacı meme kanserinde ölüm oranlarının düşürülmesi ve ortalama yaşam süresinin uzatılmasıdır. Meme kanseri tanısında pek çok görüntüleme yöntemi kullanılabilmekle birlikte tarama amaçlı en etkin görüntüleme yöntemi olarak halen mamografi kabul edilmektedir.
Tanısal Mamografi, tarama mamografisi ile saptanan ve/veya klinik bulgu veren meme hastalıkların değerlendirilmesi amacıyla yapılan bir yöntemdir. Kitle, koltuk altı kitlesi, meme başı akıntısı, cilt değişiklikleri veya devamlı lokal veya yaygın ağrı veya hassasiyet bulgularında, tarama mamografisi ile saptanmış yeni bulgularda, tarama mamografisi ile muhtemel benign bulgular tanımlanıp kısa aralıklarla takibi önerilen olgularda, meme kanseri nedeniyle tedavi alan olgularda uygulanır.

Mamografi taramasının başlangıç yaşı 40 yaş olarak kabul edilmektedir. Meme kanseri sıklığı 40 yaşından itibaren artmaya başlamaktadır. Tarama mamografisi 40 yaş ve üzeri asemptomatik olgularda yapılmalıdır. Ancak yüksek risk grubunda ise daha erken yaşta başlanabilir.

Mamografide sıklık: Düzenli mamografik taramanın yapıldığı batı ülkelerinde mortaliteye katkı gösterilmiş olup taramanın yıllık yapılmasının daha etkin olduğu sonucuna varılmıştır. Ülkemizde yapılan tek çalışmada Türkiye’de meme kanserinin %50‘sinin 50 yaş altında geliştiği izlenmiştir. Bu nedenle 40 yaşdan itibaren her yıl düzenli MG kontrolü özellikle ülkemiz kadınları için önem taşımaktadır. Mamografik taramayı durdurma zamanı hastanın yaş ve diğer eşlik eden hastalıklarının durumuna bakarak beklenen yaşam süresi 5 yıl altında ise bırakılmalıdır. Genelde bu yaş 70-74 yaş olarak belirlenmektedir. Ulusal meme kanseri 2010 konsensus toplantısında 40 yaşdan sonra her yıl düzenli aralıklarla en az 70 yaşına kadar tarama mamografisi yapılması kararı verilmiştir. İşlem radyasyon içermesi nedeniyle hamilelik döneminde kontrendikedir. Ancak endikasyon dahilinde mamografinin radyasyon dozu fetus için minimal etki oluşturacağından kurşun koruma ile işlem yapılabilir.

ULTRASONOGRAFİ VE MEME KANSERİ TARAMASI; US‘nin meme kanserini yakalamdaki etkisi üzerine özellikle mamografik olarak yoğun meme dokusu olan kadınlarda yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda US‘nin mamografi ile saptanamayan lezyonları (mamografik olarak yoğun meme dokusu olan kadınlarda ) gösterebildiği bulunmuştur. Bu çalışmaya göre mamografinin duyarlılığı %78 olarak bulunurken, MG ve US beraber değerlendirildiğinde bu oran %91 olarak gösterilmiştir. Ultrasonografi yoğun meme dokusu olan kadınlarda mamografiye ek olarak lezyon yakalayabilmektedir. US ile yapılan tarama çalışmaları riskli kadınları ele almaktadır.

Sağlıklı günler dileriz.

Rad.Dr.Mehmet Özer

Radyodiagnostik Uzmanı

Ayrıntılı Gebelik Ultrasonografisi (2.Düzey Obstetrik USG, 4D USG)

Değerli Anne ve Baba;822016

Bebeğin fiziksel özelliklerinin değerlendirildiği bu tetkik, başta kalp olmak üzere diğer tüm organ sistemlerinin incelenmesini içermektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, ultrasonografi ile yapılan incelemelerde, bebeklerde görülebilecek rahatsızlıkların ancak yarısı tespit edilebilir. 40.haftaya kadar olan süreç içerisinde de bizim gördüğümüz iyilik halinin devam etmesi gereklidir. Özellikle sindirim sistemi, sinir sistemi ve bazı iskelet gelişim bozuklukları ile idrar yolları rahatsızlıkları geç dönemde de ortaya çıkabilmektedir. Ultrasonografi ile tespit edilemeyen veya küçük olduğu için fark edilemeyen bazı kalp rahatsızlıkları, doğumdan sonra üfürüm sesi kendilerini belli edebilirler. Bebeğinizde temel olarak yaşam ile bağdaşmayacak organ ve sistem rahatsızlıkları aranmaktadır. Genetik bozukluklarının ancak küçük bir kısmı bebekte oluşturdukları fiziksel değişimler ile tespit edilebilmektedir. Bazı rahatsızlıklar ise doğumdan sonra ilk yaşlarda ortaya çıkabilmektedir.

Ailenizde doğumsal veya kalıtsal olabilecek rahatsızlıklar varsa, farkında olmadan gebelik sırasında ilaç kullandıysanız, sigara, alkol veya madde bağımlılığı varsa, akraba evliliğiniz bulunuyorsa, mutlak suretle kadın doğum doktorunuza ve radyoloji uzmanına konu ile ilgili bilgi veriniz.

Ultrasonografi ile elde edilen veriler özel bir program ile analiz edilmekte ve gebenin testleri ve takipleri ile birlikte yeni risk hesaplaması yapılmaktadır. Veriler size renkli çıktı ve CD içerisinde de verilmektedir.

IMG_8884

 

Her gebe için ayrı bir özellik barındıran bu dönem için inceleme sonunda, aileye  ayrıntılı bilgi paylaşımı yapılmaktadır.

Sağlıklı günler dileriz.

Rad.Dr.Mehmet Özer

Radyodiagnostik Uzmanı

Doğumsal Kalça Çıkığı (Gelişimsel Kalça Displazisi)

Değerli anne ve baba. Yakında çocuğunuza kavuşacaksınız. Doğacak bebeğinizin ilk yılı büyüme ve gelişme açısından Hip-dysplasiaönemli bir dönemi kapsamaktadır. Çocuğunuzun bu dönem içerisinde bir çocuk hekimi tarafından takip edilmesi ve gerekli inceleme ve tetkikler ile aşılarının yapılması gereklidir. Bu tetkiklerden biriside Doğumsal Kalça çıkığını tespit için yapılan Kalça Ultrasonografi (USG) tetkikidir. Yapılan araştırmalarda sadece muayene yöntemi ile bu hastalığın, muayeneyi yapan kişiye göre değişkenlik gösterecek şekilde %5-20 arasında tespit edildiği saptanmıştır (100 bebekten ancak 5- 20 ). Bu nedenle ülkemizde de Kalça USG incelemesi standart muayenenin bir parçası haline gelmiştir. Özellikle İlk 3 ayda, tercihen 1,5-2 ay civarında yapılan USG incelemesinde tespit edilen rahatsızlıkların bir çoğu geniş ara bezi ile rahatlıkla sekel kalmadan iyileşmektedir. Geç tespit edilen olgular (4 ay ve sonrası) kalça eklem bandı, alçısı ve tipine göre ameliyat yöntemleri ile tedavi edilmektedir. Çocuk Hastalıkları Uzmanınıza konuyu danışarak Kalça USG tetkikini yaptırmanızı öneriyoruz. Kullanılan ses dalgalarının gebeliğiniz de kullanılan ses dalgaları dan farklılığı yoktur. Bebeğinize her hangi bir zararı bulunmamaktadır.

Sağlıklı ve mutlu bir birey yetiştirmeniz dileğiyle.

Sağlıklı günler dileriz.

Rad.Dr.Mehmet Özer

Radyodiagnostik Uzmanı

Ultramed